Şile escort Hande, İstanbul’un en uç köşelerinden biri olan Şile’de yaşıyordu. Denizin sesi, rüzgârın uğultusu ve ormanın içinden gelen sessizlik… Bu kadar doğallığın ortasında, Hande’nin hayatı neredeyse tamamen yapaydı. Şile yazın kalabalıklaşırdı, ama eylül geldi mi herkes çekilir, sokaklar boşalırdı. Hande işte o boşlukta yaşardı; görünmeyen, beklenmeyen, aranılmayan bir yerde.
O aslında İstanbullu bile değildi. Tokat’tan geldiğinde 20 yaşındaydı, “yazın çalış, para biriktir, sonra dön” demişti dayısı. Ama dönüş hiç olmadı. Önce tatilcilerin evlerine temizliğe gitti, sonra o evlerde kalmaya başladı. Daha sonra işler karıştı. Bir adamın sözüyle düştü bu hayata. “Bir kez yap, sonra bırakırsın” denilen geceler, yıllara dönüştü.
Yazlıkçıların Ardından
Şile escort Bir eylül gecesi, Şile limanına yakın bir sokakta bekliyordu. Denizin sesi kulağında, soğuk havanın teninde bıraktığı iz gibi hissizdi. Uzaktan gelen bir araba durdu. İçinden yaşlı bir kadın indi. Bastonuyla yürüyordu, yavaşça Hande’ye yaklaştı. Göz göze geldiklerinde, kadın ne bir soru sordu ne de şaşkınlık gösterdi. “Üşüyorsun,” dedi sadece. Ceketini çıkardı, omzuna koydu.
Hande ne yapacağını bilemedi. Sessizlik birkaç dakika sürdü. Sonra kadın, “Ben de burada çalıştım. Yıllar önce… Şimdi sadece yazın torunlar için geliyorum. Seni görünce kendimi gördüm,” dedi. Hande konuşamadı. Boğazında bir şey düğümlendi.
Bir yanıt yazın